- Bir otel yatırımında mimari tasarımın önemi nedir? Mimar hangi aşamada projeye dahil olur ve projeye nasıl katkı sunar? Genel bilgi alabilir miyiz?
Turizm sektörünün çeşitli alanları için otel yapılarının mimari tasarımları oldukça farklılık göstermektedir. Örneğin uluslararası bir otelcilik zincirine ait şehir otellerinin hangi ülkede veya şehirde olursa olsun aynı tasarım unsurlarını, marka algısını, standart uygulamaları barındırması beklenirken, dünyada eşi olmayan özel konsept bir otel kompleksinin marjinal tasarımları olabilmektedir. İki uç noktada ele alınabilecek bu örneklerin birinde standart uygulamalar ön planda olurken diğerinde standart dışı yaklaşımlar hedeflenmektedir. Kısaca belirtmek gerekirse mimari tasarım fikri otelin yatırım stratejisine göre şekillenmektedir. Proje tasarım süreci, yatırımcı tarafından mimara verilen bir şartnameye göre yönetilebildiği gibi mimar tamamen özgür bırakılarak da planlama yapılabilir.
Otel yatırımının sektördeki hangi alana veya potansiyel müşteri kitlesine hizmet edeceği kararından ve yatırım vizyonundan başlamak üzere, mimar sürecin hemen hemen her aşamasına dahil olmalıdır. Düşüncenin hayata geçirilişinde en küçük detaylarda dahi mimari perspektifle değerlendirilen yaklaşımlar, keyifli mekanlarda bir yaşama sahip olunması açısından önemlidir.
- 10 yıl öncesi ile karşılaştırıldığında, bugün otel mimarisinde öne çıkan unsurlar nelerdir? Otel mimarisindeki yeni yaklaşımları aktarır mısınız?
Teknolojinin gelişimiyle birlikte yapı malzemelerinin çeşitliliği artmakta ve konaklama tesislerindeki konfor koşullarının iyileştirilmesi açısından elektromekanik sistem alternatiflerinin özellikleri gün geçtikçe gelişmektedir. 10 yıl öncesini bugüne kıyasla keskin çizgilerle ayırabilir miyiz bilemiyorum ama milenyum sonrası otelciliğin başarısının, teknolojiden daha çok yararlanan, özgünleşen ve marka algısına yönelik çeşitli alanlardaki uzmanlıklardan hizmet satın alan bir yaklaşımla kurgulanmasıyla doğru orantılı bir şekilde arttığı gözlemlenmektedir.
- Pandemi, pek çok alanda değişimleri de beraberinde getirdi. Bu noktada pandemi, otel mimarisinde de değişimlere neden oldu mu?
Pandeminin hayatımızda değişime neden olmayan bir noktası kaldı mı? Şüphesiz ki dünya genelinde sıkça dile getirilen “yeni normal” kavramı, her sektörde olduğu gibi turizmi ve dolayısıyla otelleri de dönüştürmekte ve günün ihtiyaçlarına, ülkelerin yasal düzenlemelerine ve insanların hassasiyetlerine göre değiştirmektedir. Bu noktada, mesafe kurallarına uyumun sağlanması ve hijyen standartlarının salgın sonrasına göre revize edilmesi sonucu otel mimarileri yeni planlamalara geçmiş bulunuyor. Otel kompleksinin el verdiği ölçüde kişisel alanların, villaların, bungalovların, özel süit odaların sayılarının artırılmasına çalışılmaktadır. Bu kapsamda glamping turizmi de oldukça canlanmış durumdadır.
Pandemi sonrası dünya genelinde doğayla ve denizle bütünleşen alternatif turizme doğru bir eğilim oluştuğu görülmektedir. Bu trendi yakalayan çadır-karavan kamplar, glamping turizmi, tekne rotaları, organik tarım, kırsal alanlar, dağ turizmi, yayla ve eko turizm gibi alternatif turizm başlıklarındaki girişimler çeşitli yatırım fırsatları barındırıyor olacaktır.
- Bu süreçte otellerin oda, lobi, wc, restoran, havuz kenarı gibi bölümlerinin mimari tasarımlarında, hijyenin daha üst düzeyde sağlanabilmesi ve fiziksel mesafenin korunabilmesi adına ne tür değişiklikler yapılıyor / yapılması öngörülüyor?
Genel uygulama olarak otellerin her bölümünde hem çalışanlar hem de misafirler için mesafe kurallarına uyumun sağlanması adına uyarılar, yazılar ve tabelalar konuluyor. Ayrıca çeşitli noktalarda dezenfektanlar, maske ve eldiven temin edilebilecek yerlerin de oluşturulduğunu görmekteyiz. Bu uygulamaları dışsal ilave tedbirler olarak ele alabiliriz. Asıl köklü değişimler mekanların kullanımı, tasarımı ve yerleşimlerinde yaşanıyor aslında. Odaların süit özellikli hale getirilmesi, standart odaların özel oda konseptine dönüştürülmesi, projelere tekil villa-bungalov-çadır vb. alanların eklenmesi, genel mekanlardaki wc sayılarının azaltılması, restoranlarda masa yerleşimlerinin seyrekleştirilmesi, havuz kenarlarındaki alanların mesafe kurallarına göre yeniden düzenlenmesi gibi çeşitli revizyonlar, pandemi sonrası otel mimarilerinde yapılan değişikliklerin bir kısmını oluşturmaktadır.
- Otel yatırımcılarından bu konuda aldığınız talepler nelerdir?
Salgın sürecini yakından takip eden otel yatırımcılarının ortak dileği; kısa zamanda pandemi koşullarına adapte olunmuş şekilde turizm sektörünün canlanması ve işletmelerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından pozitif bir ortamın oluşmasıdır. Bu durumla eş zamanlı olarak otellerin dönüşümleri konusunda da yatırımcılar hızlı reaksiyon alabilmektedirler.
- Gerek pandemi dolayısıyla gerekse çağın gidişatına göre değerlendirecek olursanız, yeni mimari yaklaşımlar hakkında otel yatırımcı ve yöneticilerine tavsiyeleriniz nelerdir?
Aslında turizm sektörü çok bilinmeyenli bir denklem gibi ele alınmalıdır. Başarının kilidini tek bir anahtar açmaz. Çeşitli kombinasyonlarla çok boyutlu düşünmek gerekir. Bu noktadan hareketle bir yatırım kararı almadan önce derinlemesine analizler yapılmalı ve özellikle sektörün hangi alanında hangi ihtiyaca cevap verileceği ve müşteri kitlesi nitelikli olarak değerlendirilmelidir. Planlama sürecin en önemli adımıdır. Doğru planlamayı bir de sanatsal bir mimari tasarımla bütünleştirdiğimizde elde edilecek ürünün, talep gören muhteşem bir esere dönüşme potansiyeli çok yüksek olacaktır.
Şehir otelciliğinin gelişimiyle birlikte oteller artık seyahatlerimizdeki belirleyici ana unsur olmaktan ziyade yardımcı veya tamamlayıcı etkisiyle değerlendirilmektedir. İşletmeci veya hizmet sağlayıcı kurumun marka algısı ve standart kalitedeki hizmet verimliliği belirleyici özellik olarak ön plandadır.
Dünya genelinde seyahat eden kitleler artık aynı mekanlarda aynı yerleri görmekten ziyade alternatif rotalara yönelmektedirler. Burada da marjinalleşen veya özgün tasarımlı mekanlar adından söz ettirmektedir. Modern dünyanın tasarım zevklerindeki çeşitliliğe uyum sağlayabilen turizm tesislerinin değerinin her geçen gün artacağı otoriteler tarafından öngörülmektedir.
Turizm yatırımları teknolojiden maksimum ölçüde faydalanmalıdır. Yakın bir gelecekte yapay zekâ ve robotik teknolojiler, turizmin devamlılığını sağlamak ve çağa ayak uydurmak adına sektörün her alanına entegre edilmesi gerekecektir.
Hangi konseptte olursa olsun, doğru kurgulanmayan bir yatırım başarılı olamaz. Onun için otel yatırımcı ve yöneticilerine tavsiyem planlama aşamasına uygulama aşamasından daha fazla önem vermeleridir. Hedefe doğru gidilmiyorsa işin neticesinde yoldaki başarının bir önemi kalmayacaktır.