- Sürdürülebilir turizm sizin için ne ifade ediyor? Turizmin sürdürülebilir olmasının önemi nedir?
Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) sürdürülebilir turizmi, “Ziyaretçilerin, turizm endüstrisinin, çevrenin ve ev sahibi toplulukların ihtiyaçlarını ele alan, mevcut bulunan ve gelecekte oluşacak ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini tam olarak dikkate alan turizm” olarak tanımlamıştır.
Bu tanım, turizm sektöründe proje yatırımı gerçekleştirme hedefi olan tüm geliştiricilere ders niteliğinde bilgiler veriyor. Proje süreç yönetimi metodolojisine göre turizm odaklı bir yatırımın, inşai bir faaliyetten ziyade çok boyutlu bir organizasyon ve yönetim modeline sahip olması gerektiği öngörülmektedir.
Herhangi bir alanda, zirveye çıkmanın mı, yoksa o zirveyi daima korumanın mı da önemli olduğu meselesi, son yıllarda gündemimizde olan muazzam bir tartışma konusudur. Başarıya ulaşmanın gerekliliklerini yerine getirirken gösterilen çabanın belki de daha fazlasını, o seviyeyi korumak veya üzerine katarak yükselen bir ivmeyle ilerletmek için göstermemiz icap eder.
Sürdürülebilirlikten bahsederken aklımıza tepede kalma durumunu getirebiliriz diye düşünüyorum. Bu kapsamda sürdürülebilir turizm için çağın gerekliliklerine uyumlanarak, çevreci ve ekonomik bir yaklaşımla geliştirilen stratejilerin önemi artmaktadır.
Turizm sektörü, yalnızca sahil bölgelerindeki (kum, deniz, güneş) kalabalığa veya yaz aylarında tatil yörelerindeki havalimanlarına inen uçak sayılarına göre değerlendirilmemelidir. Ülkemiz tarihi altyapısıyla, kültürüyle ve doğal kaynakları itibariyle bir turizm cenneti. Ülkemizin bütününü kapsayan makro ölçekte bir yatırım iklimi oluşturulabilmesi ve doğru planlama yapılabilmesi için turizmin sürdürülebilir olmasının sağlanması kaçınılmaz bir gerçektir. Bunun için de turizm sektöründe atılan her adımı vizyoner bir yaklaşımla, bilinçli ve profesyonelce nitelikli bilgi sahibi olarak atmamız önem arz ediyor. Turizm sektöründe, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını dikkate alarak kaynakların kontrollü kullanımını gerçekleştiremezsek, ileride sağlıklı bir turizm ortamımız da kalmayacaktır.
- Sürdürülebilirlik kapsamında yatırımlarınızda izlediğiniz politikalar nelerdir?
ARGEPLANO olarak gayrimenkul, turizm, finans, lojistik, enerji gibi çeşitli sektörlerde yönettiğimiz ve yatırımını gerçekleştirmekte olduğumuz projelerde temel stratejinin, doğru bir iş planı ve master plan hazırlamak olduğunun bilincinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Yatırımlarımızın yönetim modelini en iyi şekilde oluşturarak ana kararların, sahip olduğumuz tecrübe ve bilişim teknolojilerini (iş zekâsı) kullanarak elde ettiğimiz nitelikli bilgi çerçevesinde kurgulanmasına özen göstermekteyiz.
Turizm yatırımlarında her ne kadar tasarımsal olarak otel komplekslerinin mimari düzenlemesi, kalite standardı, lokasyon gibi faktörler iş başarısı için kritik ise de misafirlerin mutluluğu odaklı işletme yönetimi ve etkinlik organizasyonu planlaması, vitrinde tutulması gereken temel bir unsurdur.
Bütüncül bir yaklaşımla doğruları yaparak hareket eden işletmelerde, “bu tesiste ihtiyacımız olan her şey düşünülmüş, bravo” dedirtecek hamlelerle, misafir memnuniyetinin maksimize edilebileceği bir gerçektir. Bu yönetim politikasını hiç bozmadan devam ettirebildiğimiz ölçüde iş hacmi o derece büyüyerek devam edebilecektir. Unutulmamalıdır ki en iyi reklamı hizmetten çok memnun kalan bir müşteri yapar.
- Çevre dostu otellerin sürdürülebilir turizme katkıları nelerdir?
Doğanın dengesini bozacak ne yaparsak yapalım, bu eylemler bize çözülmesi gereken sorun yığınları halinde geri dönmektedir. Çocuklarımıza ve onlardan sonra gelecek nesillere sağlıklı bir yaşam ortamı bırakabilmek, kendi elimizle çözümü imkânsız veya çok zor problemler meydana getirmemek ve sağlıklı bir şekilde yürütülecek sürdürülebilir turizm için uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen hedefleri, otel işletmelerimizin planlamasında ele almalıyız. Ekonomik süreklilik, istihdam, sosyal eşitlik, ziyaretçi memnuniyeti, yerel kontrol, toplumsal refah, kültürel zenginlik, fiziki bütünlük, biyolojik çeşitlilik, kaynak verimliliği, ekosistem sürekliliği gibi konu başlıkları, sürdürülebilir turizm açısından değerlendirilmesi gereken hayati konular olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bir tesisin çevre dostu olması sürdürülebilir turizm ortamı açısından çok sayıda olumlu kazanım elde edilmesini doğuracaktır. Ülkemizde bu konaklama tesislerinin sayısı ne kadar çoğalırsa, doğayı korumamızın yanı sıra ekonomik olarak da sürdürülebilir bir yatırım ortamı için bu veri, dünya genelinde mükemmel bir pazarlama argümanı olarak değerlendirilebilir. Çevresel odaklı pozitif bir adım yerel nitelikli olsa dahi küresel bir etki kapasitesine sahiptir.
- Otellerin sürdürülebilir hale getirilmesi noktasında turizme ürün ve hizmet sağlayan tedarikçi firmalardan beklentileriniz nelerdir?
Otel yapılarının belirli dönemlerde girdiği yapısal ve operasyonel yenileme çalışmaları kusursuz modellenmeli ve proje süreç yönetimi mantığıyla kurgulanmalıdır. Bu renovasyon dönemlerinde yapılan çalışmalar sonucu oldukça büyük miktarda atıklar oluşur. Otellerde inşai ve dekoratif amaçlı kullanılan ürünlerin geri dönüşümlü malzemelerden üretilmesi, birçok açıdan katma değer sağlayacak avantajları beraberinde getirecektir.
Ayrıca yatırım sürecinde, tesisin ihtiyacı olan enerji kullanımının yenilenebilir yeşil enerji sistemlerinden seçilerek karşılanması, işletme sürecinde de atık ayrıştırma ve geri dönüşüm sisteminin kurulması çok mühimdir. Bu uygulamalar, konusunda uzman ürün ve hizmet sağlayıcılarının destekleriyle gelişmekte olup oldukça geniş bir kullanım alanına da sahip bulunmaktadır. Tedarikçilerden gelişen teknolojileri takip etmeleri, verimli-ekonomik ürünler geliştirmeleri ve hizmetleri-ürünleri yatırımcılarla, geliştiricilerle, tesis işletme yönetimleriyle dönemsel olarak paylaşmaları beklenmektedir.
- Pandemi ile birlikte sürdürülebilir turizme yaklaşımda değişim meydana geldi mi? Pandemi, sürdürülebilir turizm konusuna yeni bir bakış açısı getirir mi?
Pandemiyle birlikte, insanların tatil ihtiyaçlarını karşılamak üzere karar verme reflekslerinde büyük ölçüde değişimler gerçekleşmiş, doğayla bütünleşik, nitelikli ve sade tasarımları barındıran projelerin, tatil modeli seçiminde ve değerlendirmede üst sıralara yerleştiği görülmektedir. Covid-19 salgın süreci sonrası büyük kapasiteli otel komplekslerinin yeni döneme adapte olma faaliyetleriyle birlikte yeni rotalar, karavan-çadır kamp alanları, tiny house tatil bölgeleri, bungalov tatil köyleri, butik oteller, tekne turizmi, doğa yürüyüşleri, alternatif tatil yerleri ön plana çıkmaktadır.
Pandemi sürecinde turizm yatırımcıları ekonomik olarak çok zor şartlarla mücadele etmek zorunda kaldı. Her ne kadar salgının psikolojik, fizyolojik, sağlıkla ilgili ve toplumsal hayat üzerindeki etkileri kaotik olsa da ekonomik sonuçları yatırımların ticari olarak sürdürülebilirliklerini de güçleştirmekte. Şüphesiz ki yatırım ekosisteminin devamlılığı ülkemizin ekonomisi açısından büyük öneme sahip. Bu sebeple pandemiyle birlikte dönüşmek zorunda kalan ve güncel tanımlamalarla adapte olunacak yeni dünya düzeninde, turizm sektörü açısından hepimizin katkı sunacağı doğru projeler geliştirmeyi hedeflemeliyiz.